Salak kocam

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

Amateur

Salak kocam

Beş yıllık evli, 22 yaşında bir kadınım. Vücudum gerçekten çok güzeldir. Güzeldir diyorum ama bana göre, ölçülerim biraz balık eti sayılabilir. Kocam çok iyi, fakat bir o kadar da saf, salak biri…

Zaten başıma ne geldiyse onun aptallığından geldi. Aslına bakarsınız onun yüzünden beş kere tecavüze uğradım. Daha doğrusu uğradım sayılır. Çünkü hiç birini, en azından ilk aşamada ben istemedim. Ama gerçek anlamda teknik olarak tecavüz de olmadı. Çok mu karışık geldi size? En iyisi olanları anlatayım ben, siz karar verin.

Ayhan enişte… İlk tecavüzüm

Evleneli daha dört ay olmuştu. Eşim benim ilk erkeğimdi, hem ilk sevgilim, hem de cinselliği ilk yaşadığım insandı. Çıplak erkek dahi görmemiştim daha önce…

Bir gün kocam annesinin yazlığına gitmemizi teklif etti. Hafta sonu kalkıp gittik. Ben ilk defa gidiyordum. Ev küçük, fakat sevimli bir yazlıktı. Üç odası ve bir salonu vardı. Evde sadece annesi ile babasının olacağını sanıyordum. Ama duyan gelmiş, iki kız kardeşi, eşleri ve çocukları da oradaydı. Kısacası toplam onbir kişiydik. Eşime,

“İstersen biz bir otele gidelim paramız var nasılsa, sıkışmaya değmez“ dedim.

“Çok ayıp olur karıcım… Sorun yaratmayalım şimdi… Nasılsa iki gece, zaten toplam kaç saat uyuyacağız ki…” deyip bu teklifimi geri çevirdi.

Neyse, biz öğlen hep beraber denize indik. Ben sadece eşimle ikimiz olacağımızı düşündüğüm için, yanımda açık sayılacak iki tane bikini getirmiştim. Mecburen plajda onlarla güneşleniyordum. Bir ara gözüm eşimin büyük ablasının eşi Ayhan’a takıldı.

Gözlerini dikmiş bacak arama bakıyordu. Rahatsız oldum ve pozisyon değiştirip bakışlarından kaçmaya çalıştım. Ama ne yapsam faydasızdı. Minicik bikini altı, güneşin sıcaklığıyla, yamyamın bakışlarıyla yumruk gibi kabaran kukumu, o bakışlardan korumaya yetmiyordu.

Hep beraber denize girdiğimizde voleybol falan oynadık. Eşim deve güreşi oynayalım deyince her erkek bir bayanı omuzuna aldı. Eşim benim yerine hemen yanındaki büyük ablasını omuzuna alınca beni de mecburen kocası Ayhan aldı.

Adam sürekli hareket ediyor, kafasını, boynunu oynatarak amımı hissetmeye çalışıyordu. İyi bir hareket yaptığımız zaman sevinç naraları atarken, bir yandan da bacağımın iç kısmını yalarcasına öpüyordu.

Oyun bitip beni üstünden indirirken kasıtlı olarak kendine çekti, vücudumu onunkine santim santim sürtünerek aşağıya indirdi. Kasıklarım inerken resmen taş gibi olmuş sikine takıldı. Hani mayosu olmasa içime girecekti neredeyse…

Hem kızmıştım yaptıklarına, hem de bir o kadar azmıştım. Kasıklarıma sürtüne sürtüne hareket eden boynu, bacak aralarımda dudaklarının sıcak teması, indirirken sikine sürtmesi beni orgazm noktasına kadar getirmişti.
Dakikalarca kendime gelemedim. Etraftakiler pür neşe hoplayıp zıplarken suyun içinde bikinimi avuçlayıp soğuk suyun beni kendine getirmesini bekledim.

Akşam rakı sofrası kuruldu. Mangalda balıklar kızartıldı ve neşeli bir muhabbet başladı. Ben içk**en çabuk etkilenen biri olduğum için hareketlerim değişmişti. Çok rahat hareket ediyordum. Nasılsa bulunduğumuz ortamda yabancı biri yoktu. Üzerimde kısa bir jile vardı. Vücudumu tamamen sarıyordu.

Biraz da dikkatsiz oturduğum bir sırada Ayhan eniştenin beni seyrettiğini fark ettim. Sanırım içkinin de etkisi ve kalabalığa güvenerek bu sefer altta kalmadım. Beni sikecek gibi bakışlarından kaçmadım. Tam aksine, bacaklarımı aralayarak beyaz, dantelli tangamı ortaya çıkardım.

O da iyice azmış bir eliyle dikleşmiş sikini düzeltiyordu. Denizde kalkmış, taş gibi olmuş sikinin amıma takılması aklıma geldi hemen… Gerçekten bayağı büyük olduğunu hissetmiştim. İçim bir hoş oldu. Bıraksam o kocaman şeyle bana neler yapabileceğini hayal ettim. Sulandığımı fark ettim.

Gecenin ilerleyen saatlerinde yataklar açılmış, nasıl yatacağımız tartışılıyordu. Küçük odalarda iki yer yatağında iki aile yatacaktı. Çocuklar ile yaşlılar. Küçük yatakta da bir aile yatacaktı. Ben kocama

“Küçük yatakta biz kalalım kocacım” dedim. Canım punduna getirip fena halde kocamla sevişmek istiyordu. Bunu da kulağına fısıldadım.

Dedim ya benim kocam salak diye. Tuttu büyük ablası ve Ayhan eniştesiyle bizi aynı odaya soktu. Aslında biraz da heyecanlanmadım değil. Nasılsa karısının ve kocamın yanında bir şey yapamayacaktı ama siki sabaha kadar inmeyecekti buna emindim. Hatta biraz daha ileri gidip sıcağı bahane edip pikeyi bacaklarıma kadar örttüm üstüme, üzerimdeki kısacık jile ile yattım.

Ben duvar kenarına eşim benim yanıma Ayhan eşimin yanına en sonda da büyük ablası Hale yatıyorduk. Ben rahat durmuyor kocamı azdırıyordum. Karanlıkta sikini elliyor, elini amıma götürüp zorla okşattırıyor, parmağını amıma sokmaya çalışıp oynatıyordum. Kocam fısıltı ve korkuyla,

“Kızım rahat dur, niye azdın bu kadar? Şimdi duyacaklar, ayıp olacak” deyip duruyordu. Sonunda o azgınlıkla, bir şey yapamadan uyuyup kaldık.

Sabah gerine gerine uyanıp gözlerimi açtım. Üstümdeki jile belime toplanmış, uykumda deli yattığımdan üstümde ne pike kalmış, ne örtü… Sütyensiz memelerimin altına toplanan jileyle tanga külot olmasa nerdeyse çırılçıplağım.

Başımı yana çevirdiğimde odada Ayhan’dan başka kimsenin olmadığını gördüm. Tam karşıma, yer yatağının ucundaki koltuğa oturmuş, tepeden çıplak vücudumu seyrediyor.

Benim tanga külodum da araya girmiş, amım kabak gibi ortada… Adam uyandığımı gördüğü halde hiç aldırmadan gözlerini vücudumda dolaştırıp şortunun üzerinden kalkmış siki ile oynuyor. Ben bozuntuya vermeden hemen ayağa kalkıp kıpkırmızı olan yüzümle günaydın diyerek içeri gittim.

O gün denizde yine o sikici bakışlarıyla beni süzüyordu. Bir punduna getiriyor, bir şekilde bana dokunuyor, uzakta olduğunda da gözleriyle resmen beni beceriyordu.

Artık korkmaya başlamıştım. Kocama etraftakilere çaktırmadan Ayhan enişte ile olanları üstü kapalı anlattım. Bana yiyecek gibi baktığını, fırsatını bulsa beni sikeceğini, her şeyi…

“Rahatsız oluyorum.” dedim.

“Yanlış anlamışsındır karıcım, eniştem öyle biri değildir“ deyince sustum. Bu aptal herife söyleyecek bir şeyim kalmamıştı artık… Adama enişten nerdeyse sikecek beni diyorum, yanlış anlamışsın diyor, eniştesini savunuyor.

”Olsun, yine de bu akşam aynı odada olmak istemiyorum” dedim.

Gece yine rakılar içildi yemekler yendi. Eşim o kadar sarhoştu ki ne eniştesine bir şey dedi, ne de karım doğru mu söylüyor, karıma bakıyor mu bu adam diye kontrol etti. Benim sözlerim de havada kaldı.

Yemek boyunca yine Ayhan eniştenin etrafa çaktırmamaya çalışan sikici bakışları… Ben ne kadar örtmeye çalışsam da mini eteğimin altında açılan bacaklarımda, askılı giysimden taşan memelerimde gezinen ve ne istediğini açıkça belli eden gözleri…

Sonunda yine aynı düzende yattık. Yine aynı jile ile yatmıştım. Bu sefer kocam benimle sevişmek istedi, ben kabul etmedim. İstediğim gibi rahat rahat sevişemeyecek olduktan sonra hiç olmasın daha iyi diye düşündüm. Bu son gece bitsin istiyordum. Sırtımı döndüm, uyudum.

Gecenin çok geç bir saatinde bir elin bacaklarımda dolaştığını hissettim. Çok kısık bir sesle,

“Yapma kocacım, sana istemiyorum demiştim…” dedim.

Arkam kocama dönüktü. Ama el rahat durmuyordu. Öyle ustaca yapıyordu ki iki gündür sevişememenin, alkolün etkisiyle azmaya başladım. Elleri dakikalarca vücudumun her tarafında dolaştı, okşadı, sıktı, jilenin üstünden memelerimi avuçlayıp uçlarıyla oynadı.

Elini aşağı indirip bacak arama girdi. Külodumu yana sıyırdı ve amımın yarığı ile oynamaya başladı. Çok zevk alıyor fakat ses çıkaramıyordum. Offf, kocamın taş gibi olmuş erkekliği külodumun üstünden bile zorlamaya, batmaya başlamıştı. Dayanamıyordum artık,

”Kocacım bu gün çok iyisin, evde de seni içirip sevişecem” diye takıldım.

Külodumu aşağı sıyırmak istiyordu. Ben de yardım edip çıkardım külodumu… Çaktırmadan, sessizce sevişeceğimiz için en uygun pozisyon bana arkadan girmesi idi.

Ben de kıçımı çıkartarak onun işin kolaylaştırdım. Artık sıcacık ve taş gibi siki amımın yarığında bir aşağı bir yukarı geziyor sularımla kayganlaşıyordu. Sonunda birden bastırınca başını içimde hissettim.

”Kocacım ne bu sikinin hali? Ohhh… Taş gibi olmuş…” derken öyle bir girdi ki içime, sikinin her santimini hissettim.

Ama yoo… Hayır hayır… İçime giren bu şeyin sahibi kocam olamazdı. Kocamın siki bu kadar uzun ve kalın değildi. Hangi pozisyonda sokarsa soksun bu kadar zorlamazdı amımı… Yoksa…?

Kafamı çevirip baktığımda dehşete kapıldım bir anda… Ayhan enişte…

İlk gördüğüm şey Ayhan’ın zevkten kaymış gözleriydi. Adeta kendini adamış vaziyette, konsantre olmuş, kalçasını ileri geri yapıp o kalın sikini içime pampalayıp duruyordu. Tek taraflı değildi elbette… Adam içime öyle bir girip çıkıyordu ki uyuşmuştum zevkten. Kendimi tam bir kadın gibi hissediyordum. Karşı koymam mümkün değildi.

O anda, içime girip çıkan erkekliğin verdiği zevk bana her şeyi unutturmuştu. Ne kocam geliyordu aklıma, ne ablası… Olacaklar ikimizin de umurunda değildi.

İçimden çıkıp beni sırt üstü çevirdi. O zaman başımı yana çevirdiğimde, kocamın iki yatağın arasında halının üstünde sızdığını, horladığını fark ettim. Ablası da kendi yatağında duvara dönmüş, derin derin uyuyordu.

İki saniye sürdü bunları görmem. Çenemi tutup başımı çevirdi. Şimdi, ikiye ayırdığı bacaklarımın arasında diz üstü durup çıplak vücudumu izleyen Ayhan eniştenin çıplaklığını görebiliyordum.

Yattığım yerden dev gibi görünüyordu gözüme… Bacaklarının arasındaki dev organ, az önce girip çıktığı amımın sularıyla parlıyor, taş gibi kalkmış, beni gösteriyordu. Dayanamadım, elimi uzatıp parmaklarımın arasına aldım o kocamanı…. Okşadım, sevdim. Damar damar atıyordu avuçlarımda…

Yavaşça eğilip üzerime yattı. Çok iri bir adamdı. Koca gövdesinin altında oyuncak bebek gibi kalmıştım.

Sikini amımın dudakları arasına yerleştirip içime girdi, şimdi hepsini sokuyordu. Müthiş bir duyguydu. Hayvan gibi soluyordu ve bu benim çok hoşuma gidiyordu. Siki gerçekten harikaydı. İçimden çıkacak, o korkunç zevkten mahrum kalacağım diye çok korkuyordum. Hiç bitmesin istiyordum.

Öyle hoyratça sokuyordu ki orgazm üstüne orgazm yaşıyordum. Zevkten bağırmamak için pikeyi ağzıma sokuyor, parmaklarımı ısırıyordum. Üzerimden kalkıp yanıma yattı, ben de aceleyle döndüm, o koca siki elime alıp üzerine oturdum.

Müthiş bir duyguydu. Bütün içimi kaplamıştı. Yavaş yavaş oturup kalkıyordum ki içimde şiddetle patladı. Dölleri içimi kaplamış, ben hareket ettikçe amımdan dışarıya süzülüyor, bacaklarımın arasından, Ayhan’ın kasıklarından süzülüyordu. Yana devrilip soluklanmaya çalıştım.

Ben bitti sanırken bu sefer de domalttı. Siki sertliğinden bir şey kaybetmemişti. Bir çırpıda koca aletini içime soktu. Siktikçe sikiyordu, bitmek bilmiyordu. Bayıltmak üzereydi.

Belki yarım saat aralıksız sikti. Sonunda yine şiddetli bir şekilde içimi doldurdu. Sonra yataktan kalkıp banyoya gittik.

Bir de ne göreyim Ayhan’ın siki yine kalkmış. Ama amımda hal kalmamıştı. Tabii ki dinlemedi, lavaboya domaltıp bütün sikini amıma daldırdı. Karşı gelmek mümkün değildi bu işi çok iyi yapıyordu. Öyle güzel sikiyordu ki zevkten öleceğimi düşünüyordum. Sikinin damarlarını bile amımda hissedebiliyordum.

Sikinin hepsini sokuyor sonra da hepsini çıkarıyordu. Amım yırtılacaktı neredeyse. Bir erkek bir kadını bu kadar güzel sikebilir miydi?

Amımın içine vajina duvarlarımı yara yara girerken müthiş bir zevk alıyordum. Adam resmen içimi genişletiyordu. Belki bir yarım saat de orada becerdi beni ve sonunda yıkanıp yattık.

Kocamın ve eşinin aşırı alkolden sızdığını anlayınca gece çaktırmadan eşimle yer değiştirmiş. İyi ki öyle yapmış.

Sabah uyandığımda yürüyecek halim yoktu. Hemen yola çıktık tabii ki kocama anlatmadım. Bir daha da Ayhan’la beraber olmadım.

Ayhan’la olmadım ama, kocam salak olunca bu hikaye burada biter mi? Bitmedi elbette…

Thomas… Zenci aygırım

Kocamın eniştesi Ayhan’ın beni sikmesinin üzerinden altı ay kadar bir süre geçmişti. Tabi kocamın o yaşadıklarımdan haberi yoktu. İlk bir iki sevişmemizde kadınlığım onun için biraz fazla açıktı ama o hiç anlamadı bunu…

Ben de ilk başlarda yaşadıklarımı çok fazla hayal edip kurdum, o anları yaşamayı tekrar istedim. Fakat bunun doğru olmayacağını bildiğim için isteğimi bastırdım, unutmaya çalıştım. Bu adamla yaşamaya mecburdum bir yerde, katlanmak zorundaydım.

Şimdi ise kocamın ikinci salaklığı yüzünden başıma gelen olayı anlatmak istiyorum.

Kocam yurt dışı mümessilliği olan bir firmanın ortağı… Belli bir alan sadece onun yönetiminde ve bilgisinde olduğu için mümessillik görüşmeleri için sık sık yurt dışına kısa geziler yapar. Bir akşam bana ertesi gün Amerika’dan bir misafirinin geleceğini, akşam bize yemeğe davet edeceğini söyledi.

Bununla da kalmadı, bu anlaşmanın çok önemli olduğunu, adama güzel bir yemek ziyafeti çekmemiz gerektiğini söyledi. Benim de çok güzel ve seksi olmamı istemiş ve sırf bunun için bana yeni kıyafetler almış.

Ertesi gün ben yapabildiğim en güzel yemekleri yaptım. Akşam iş yerinden çıkarken “biz geliyoruz” diyerek arayınca içeri gidip kocamın yeni aldığı elbiseleri denedim. İki etek almıştı, ikisi de birbirinden kısa ve seksiydi. Kocamın tarzı değildi aslında, demek ki bu işe gerçekten çok önem veriyordu.

Ben de iki eteğin arasından daha kısa olanı giydim, altına da külotsuz file çoraplarını giydim. Potluk yapmasın, izi belli olmasın diye içime külot da giymedim. Üzerime transparan bir bluz, içine de siyah, göğüslerimin bir kısmını açıkta bırakan sütyenimi giydim.

Aynada kendime bakarken ben bile tahrik olmuştum. Beş dakika sonra gelmişlerdi ve ben şaşırıp kaldım. Kocamın yanındaki Amerika’lı misafiri siyahi, iriyarı, kasları giysilerinden taşan bir erkekti.

Kocam bizi tanıştırdı, adı Thomas’tı. İçeri davet edip viski kadehini tutuşturdum eline… Biraz muhabbet ettikten sonra sofraya geçtik. Yemek yenip bittikten sonra salondaki koltuklara oturup bir şeyler içmeye başladık. İkisi İngilizce konuşup gülüyorlar, beni hiç umursamıyorlardı. Kocama,

“Ben sıkıldım biraz da benimle ilgilenin, ya da ben içeri gideyim…” deyince misafire çaktırmamaya çalışarak, ama oldukça küstah ve emreder bir şekilde,

“Gitme yavrum, yanımızda kal, adama ayıp olur…” dedi. O kadar sinirlendim ki anlatamam, ne yapacağımı şaşırmıştım.

Thomas’ın benimle ve o kadar özen göstermeme rağmen güzelliğimle ilgilenmemesi de beni bayağı sinir etmişti. O kadar seksi giyinmeme rağmen dönüp bakmamıştı bile… Ben de Thomas’ı azdırıp hem kocamdan, hem de ondan intikamımı almaya karar verdim. Hiçbir şey yapmama gerek yoktu çünkü zaten çok açık giyinmiştim.

Thomas’ın karşısındaki koltuğa oturup elime bir dergi aldım. Kocamın sırtı bana dönüktü. Bacaklarımı da aralık bıraktım, siyah kuytum gözüksün diye… İçimde külot olmadığı sonra aklıma geldi ama fark etmezdi.

Sonunda Thomas’tan ilk tepkiler gelmeye başlamıştı. Gözleri hafif hafif bacaklarıma ve arasına kayıyordu. Yanımdaki sephanın altından bir şey alıyormuş gibi yapıp domaldım. Bu kez de tüm şeftalim kabak gibi ortadaydı.

Kafamı çevirip baktığımda Thomas soluksuz bir şekilde, mini eteğimin altından kendisine sunduğum manzarayı seyrediyordu. Tekrar yerime oturup bacak bacak üstüne attım. Bacaklarım ve bacak aram mümkün olduğunca açık vaziyette, gözlerinin önündeydi yine…

Başını kaldırdığında gözlerimiz birleşti. Birbirimizin niyetini anlamak istercesine bakıştık bir süre… Sonra istek dolu kömür karası gözlerini tekrar aşağıya, bacaklarıma indirdi tekrar…

Niyetimiz anlaşılmıştı. O beni istiyordu, ben de onu…

Kocam zaten içkiye dayanıksızdı ve yine çok kaçırmıştı. Sonunda bana dönüp,

”Gül, Thomas bizde kalacak, ona benim şortlarımdan birini verir misin?” dedi.

Şort bulmak için yatak odamıza gittim. Thomas da kalkıp peşimden geldi. Ona kocamın bir şortunu verdim. Odadan çıkarken kapıyı hafif aralık bıraktım. Amacım Thomas’ı dikizlemekti. Önündeki aleti merak ediyordum. Zenci olması ilgimi daha çok arttırmıştı.

Thomas önce üstünü çıkardı çok kaslı ve iri yarı, azman diyebileceğim bir adamdı. Pantolonunu indirince siki ortaya çıktı. Altında külot yoktu çam yarmasının… Zencilerin erkeklik organlarıyla ilgili anlatılanlar doğruymuş dedim içimden…

Yarı kalkık olmasına rağmen penisi kocamınkinden büyük ve kalındı. Kocamınki 14 santimdi. Onu seyrederken elimi eteğimin altına sokmuş, amımla oynuyordum. Bunu neden yaptığımı bilmiyordum ama o koca alet beni azdırmış, sulandırmıştı. İçimden içeri girip bir çırpıda içime sokmak gelmişti o güzel kapkara organı…

Thomas şortu ayağına geçirip kapıya doğru dönünce ben içeri gittim. Kocam işle ilgili bir kaç plan, projeyi masanın üzerine yaymış, Thomas’ın gelmesini bekliyordu. Masaya karşısına oturdum.

Thomas da gelip bu sefer benim tam yanımdaki sandalyeye oturdu. Kocam masanın diğer tarafında planlar üzerinde bir şeyler anlatmaya başladı. Ayakta zor duruyordu ama yine de sızacak gibi durmuyordu.

Kocamın anlattıklarına arada kesik yanıtlar veren Thomas bu arada benimle de ilgileniyordu. Bir ara elini aşağı indirip masanın altındaki bacağımın üstüne koydu. Kocamla konuşuyordu o sıra, ben de şüphelenmedim. Ama daha sonra file çorabımın üstünden bacağımı okşamaya başlayınca ne yapacağımı şaşırdım.

İstemediğimden değil elbette… Yarma herifin eli bacaklarımda dolaştıkça içim eriyor, fakat kocamın görmesinden korkuyordum sadece… Yine de bir şey diyemiyor, belli etmemeye çalışıyordum. Çünkü bir şey söylesem kesin kavga çıkacak, kocam da benim yüzümden işi kaçıracaktı.

Thomas’ın elini çekmek istedim ama olmadı. Bacaklarımda dolaşan el iyice yukarılara çıktı. Çok güzel okşuyordu. Kocamla konuşmaya da devam ediyordu. Sonunda parmaklarını külotsuz, çıplak amıma sürtmeye başlamıştı. Zevkten geberecektim.

Hiç bir şeyden habersiz kocamın karşısında elin adamı gizli gizli amımı elliyor, parmaklıyordu. Hem de ne adam… Koca penisli, çam yarması bir zenci… Bu düşünce iyice azdırmıştı beni…

Parmaklarını yavaşça içime sokmaya başladı. Parmakları da büyüktü. Neredeyse kocamın siki kadardı ve inanılmaz zevk veriyordu. Benim de zevkten gözlerimin kaydığına emindim.

O sırada kocam ayağa kalkınca Thomas elini çekti. Kocama bir şeyler söyledi. Tuvalete gitmek istiyormuş. Kocam masanın üzerine yaydığı evrakları toparlarken Thomas’ı tuvalete götürmemi istedi. Ben önde, Thomas arkada banyoya yöneldik.

Banyonun kapısını gösterdim. Thomas gözlerimin içine baka baka yanımdan geçip banyoya girince içeriden bir şey sordu. Tuvalet kağıdı bitmişti. Vermek için içeri girince o koca elleriyle beni belimden tuttuğu gibi kaldırdı ve çamaşır makinesinin üstüne oturttu. Şortunu sıyırdı. Siki çok büyüktü. En az 25 cm vardı ve çok ta kalındı. Ağzım sulanmıştı resmen…

Ben zaten hazırdım. Mini eteğim ve külotsuz, heyecandan, parmaklanmaktan ıslanmış amımla her şeye hazırdım… Ben yine de yarım ağızla itiraz ederek,

“No… Stop… Stop…” derken, elleriyle araladığı bacaklarımın arasına girdi ve sikini amıma sürtmeye başladı. O kadar sertti ki başımı döndürmüştü sürtmesi… Sonunda deliğimi buldu ve hafifçe itmeye başladı.

Dudaklarımı ısırdım. Amımın kapısında yumruk gibi başı içime girmek için zorluyordu. Birden kalçalarımdan kendine çekerken o da ileri bir hamle yaptı, o koca yarrak yarısına kadar içime girdi. Çığlık atmamak için zor tuttum kendimi…

Islak amımda hızla girip çıkmaya başladı. Çok seri girip çıkıyordu. Amım ateş gibi olmuştu. Amım yarrağına alışınca yine belimden kendine çekti ve bir yüklendi, o koca yarrak içimde kayboldu. Başım öyle bir döndü ki az kalsın zevkten bayılacaktım.

Şimdi yine içime hızla girip çıkıyordu, bu sefer dibine kadar sokuyordu. Sonunda sıcak dölleri içimi doldurmaya başladığı anda ben de onunla beraber üçüncü orgazmımı yaşadım. Beni siktiği için hiç pişman değildim, çok güzel olmuştu çünkü… O sırada kocam,

“Gül, nerdesin?” diye seslenerek gelmeye başlayınca çamaşır makinesinin üstünden aşağıya zıpladım. Telaşla, toparlandık. Thomas pek aldırmaz bir tavırla sakince ayak bileklerindeki şortu yukarıya çekerken, ben de eteklerimi aşağı indiriverdim.

Tam o anda kocam kapıda belirdi. Alkolden kızarmış gözleriyle bana baktığında ben temizlik malzemelerini koyduğumuz dolabı karıştırıyordum.

“Tuvalet kağıdı bitmiş de, onu arıyordum canım…” dedim zenci sikicimin şortunun önündeki kabarıklığı görmemesi için dua ederek… Aygır herif boşalmasına rağmen hala baton salam gibi görünüyordu kumaşın üstünden…

Dolaba uzandım, bir rulo kağıt çıkarıp Thomas’a uzattım. Teşekkür ederek aldı. Kocamın koluna girdim, ikimiz banyodan çıkıp içeri yürümeye başladık. Yürürken bacaklarımdan aşağı Thomas aygırının spermleri akıyordu ılık ılık… Çok garip hissettim kendimi.

Ben üstümdekileri çıkarıp kendimi çırılçıplak yatağa atarken kocam da Thomas’a odasını gösterip yastık, pike falan verdi. Beş on dakika sonra yatağa, yanıma gelene kadar ben içimdeki dölleri üstün körü siliverdim. Kocam yatakta çıplak uzandığımı görünce üzerime çıkıp,

“Bu akşam çok seksiydin karıcım…” diyerek içime girmek istedi.

Tam itiraz edecekken bacaklarımı aralayıp hızla sikini sokuverdi. Tabi hiç zorlukla karşılaşmadı, amım ıpıslak ve o koca yarraktan dolayı çok açılmıştı. Kocamın beni genelde yeterince doyuran siki bu gece kürdan gibi geliyordu bana, öyle hissediyordum.

“Ne oldu buna Gül? Öyle ıslanmışsın ki… dedi.

“Sus” dedim. “Çam yarması gibi zenciyi getirmişsin evimize… Herifi görünce çok azdım. Baksana amım kızıştı, sulandı, senin sikini istiyor… Onun için bu kadar ıslandım… Hadi konuşma da sik beni aşkım…”

Bir kaç kere üstümde gidip geldi ve boşaldı, yan tarafa devrilip gözlerini kapattı. Bundan bir şey anlamamış ama azmıştım yine… Kocamın döllerini yıkamak için o çıplak vaziyette kalktım.

Banyoya giderken Thomas’ın odasının ışığının yandığını fark ettim. Yarı aralık kapıdan içeri bakınca koca aletini elinde gördüm. Sanırım o da benim gibi doymamıştı sikişmeye…

Kocama baktım, sızıp kalmış, horultusu evin her tarafını sarmıştı. O yarrağı tekrar yemeliydim. Thomas’ın kapısını itip içeri girdim.

Çırılçıplaktım. Beni görünce gözleri parladı, bembeyaz dişleri siyah teninde ışıldadı. Hiç bir şey konuşmadık. Hemen üzerine oturdum. Benimki de, onunki de hazırdı zaten… Sonuna kadar aldım içime ve oturup kalkmaya başladım.

Ayhan’ın, kocamın eniştesinin siki de güzeldi ama bunun yanında hiç bir şeydi. İçim yine bilek gibi erkeklik organıyla tamamen dolmuştu. Beni kaldırıp domalttı ve amımın içine birden girdi, çığlığı bastım tabi… Umurumda bile değildi yan odada uyuyan kocam… Salak kocam isterse yakalasındı, onu düşünecek halde değildim. Zevkten hiç bir şey düşünemiyordum. Sadece zevk… Zevk… Zevk…

Abartmıyorum yarım saat o şekilde sikti beni, çok yorulmuştum. Sırt üstü yatıp bacaklarımı açtım. Yine sikinin hepsini amıma gömdü. Bir yarım saat o şekilde içime sokup çıkardı. O kadar çok orgazm olmuştum ki sayamadım. Sonunda içime boşaldı, hem de ne boşalmak… Vajinamın içi zencinin spermleriyle doldu.

İçeri gidip amımı yıkadım ve tekrar Thomas’ın odasına gidip yanına yattım. Yine bacaklarımı açtım. Canım hala o siki içimde istiyordu. Zaten onunki de hala taş gibiydi.

Hiç itiraz etmeden, hatta sevinerek içime girdi. Amımın darlığı çok hoşuna gitmişti. Sıkı sıkı alıyordu içine… Yaklaşık bir saat boyunca hiç durmadan amımın içine girdi çıktı, her tarafım uyuşmuştu artık. Sonunda uyuyup kalmışım.

Sabah uyandığımda kendi yatağımda yatıyordum ama çırılçıplak bir halde ve her tarafım sperm içerisinde… Kocam gitmişti. İçimi bir korku aldı acaba anladı da mı gitti diye… Thomas’a baktım o da yoktu. O sırada zil çaldı, gelen kocamdı. İçeri girer girmez sevinçle sarılıp havaya kaldırdı beni,

”Karıcığım aldık işi senin sayende… Adam yemeklerinden çok etkilendi herhalde… Seni öve öve bitiremedi ve hemen imzaladı.”

Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Yemeklerim derken sanırım amımdan bahsediyordu çünkü sabaha kadar kanırta kanırta sikmişti beni… Ve gece ben uyuduktan sonra horlayan kocamın yanına o taşımıştı büyük ihtimalle… Kocamsa koca sikli bir zenci tarafından sikilmiş karısı yanına bırakılırken hala uyuyordu.

Bunu da böylece atlattım.

Piknikte Tecavüz

Thomas’la birlikte oluşumun üzerinden yaklaşık üç beş ay kadar geçmişti. Özlemiştim o yaşadığım zevkleri… Kocamla sevişirken gözlerimi kapatıyor, kah Ayhan eniştenin sikini, kah Thomas’ın koca yarağının altında yattığımı hayal ediyordum. Her ne kadar kocamın siki onların yerini dolduramasa da tatmin olmaya çalışıyordum.

Bir pazar günüydü. Hava gerçekten çok güzeldi. Kocam,

“Hadi bu gün bir değişiklik yapalım bir yere gidip mangal yapalım” dedi.

Ben de sevinçle kabul ettim. Nereye gideceğimiz konusunda anlaştık. Şehir dışında, daha önce gitmediğimiz bir orman kampına gidecektik. Ben de rahat etmek için üzerime iç çamaşırı giymeden, mini floş etek ve ip askılı kısacık bir t-shirt geçirdim, yola çıktık.

Ormana geldiğimizde saat iki gibiydi. Kanat ve köfte kızartacaktık. Çok kalabalık olduğu için ormanın iç kısımlarına doğru yürüdük. Sonunda sakin bir yer bulunca oturduk. Eşim hemen mangal ateşini yakmaya koyuldu, ben de örtümüzü yayıp üzerine tabakları falan yerleştirmeye başladım.

Bu arada tam karşımızdaki ağacın altına üç tane adam oturdu. Giyinişlerinden ve hareketlerinde tam kıro oldukları belliydi. Gözlerini bana dikip öylece oturuyorlardı. Mini etek giydiğime ve iç çamaşırı giymediğime pişman oldum.
Açılan bacaklarımı onların aç bakışlarından kollayarak hareket etmeye çalıştım bir süre…

Baktım, olmayacak… Ben ne kadar sakınsam, her kıpırdanmamda ya mini eteğim açılıyor bacaklarım meydana çıkıyor, ya askılı tişörtümden iri sütyensiz memelerim… Herifler de kocamdan hiç çekinmeden yatırıp sikecek gibi bana bakıyorlar… Kocama,

“Bu heriflerden rahatsız oldum hadi gel başka yere geçelim” dedim. O da adamların farkındaydı aslında…. Bana,

“Bir şey olmaz Gül… Her yerde var bunlardan… İlgilenme, birazdan sıkılıp giderler. ” Beni baştan aşağıya şöyle bir süzüp “Sen de öyle açık giymişsin ki, valla ben olsam ben de bakardım…” dedi.

“Ne geniş adamsın yaa…” dedim kızarak, “Karına bakıyorlar senin… Bir şey yapmıyorsun, bari kalkalım…”

“Etrafta bir sürü insan, ben varken karımı sikecek halleri yok ya… Bırak biraz bakıversinler… Sanki başka yerde, başka erkekler bakmayacaklar. Otur, rahatımızı bozma, tadımızı kaçırma… Üç tane yarmaya karşı ben ne yapabilirim? Kızdırıp üstümüze sıçratmayalım seksomanyakları…”

Nitekim de kocam bir süre sonra etleri ızgaraya atmaya başladığında adamlar kalkıp gittiler. Rahatlamıştım. Hatta o rahatlamayla adamların bana sikecek gibi bakışları gözümün önüne gelmeye, azmaya başlamıştım.

Bir mangalla uğraşan kocama baktım, bir de etrafa… Şurada çalıların altında, otların üstüne yatsam… Sevişsek… Hazır altımda külot falan yok… Kocam şortunu sıyırıverse… Beş dakikada sikse beni… Hiç olmadı oral seks yapsak… Amımı yalayıp ateşimi alsa… Gören olur mu acaba diye hesap yapmaya başladım.

O sırada tuvaletim geldi. Aslında uzun zamandır vardı ama tutmaya çalışıyordum. Kocama,

”Ya çok sıkıştım, artık tutamıyorum, beni tuvalete götür.” dedim.

”Aşkım, şimdi götüremem, etler yanar. Sen git, etrafımızda kimseler yok. Şuralarda bir kuytuya yap…” dedi.

Çaresiz öyle yapacaktım. Ama bulunduğumuz yere yakın yerlerde birkaç aile vardı, gören olabilirdi. Ben de yanıma tuvalet kağıdı alıp ormanın derinliklerine doğru ilerledim. Sonunda çok sakin, çalıların perdelediği bir yer bulup bir ağacın altına çömeldim. Zaten içime külot giymediğimden işim kısa sürecekti.

Tam çişimi yapıyordum ki birden sesler duymaya başladım. Sessizce olduğum yerde kalıp seslerin gitmesini bekledim. Korkmaya başlamıştım iyice… Ne işim vardı bu lanet yerde…

Sonunda sesler kesildi. Ben de işimi bitirip ayağa kalktım. Tam eteğimi indirip arkamı dönünce, ilk geldiğimizde karşımıza oturmuş olan o üç adam karşıma çıktı.

“Ooo, kimler varmış burada? Hanımefendi ne arıyor burada?” dediler.

Ben hiç ses çıkarmadan ifadesiz bir yüzle, ama içim korkudan üçbuçuk atarak yanlarından geçecekken biri kolumdan tuttu. Tam dehşetle bağıracaktım ki biri de açılan ağzımı kapadı. Üçüncüsü de cebinden kocaman bir bıçak çıkartıp boynuma dayadı,

“Sesini çıkartma yoksa keserim gırtlağını…” dedi. Biri beni tutarken öbürü eteğimi tutup hırsla aşağı çekti. İçime külot giymediğim için amım kabak gibi ortaya çıkmıştı. Karşımda duran adam,

“Ohhh… Orospuya bakın beyler… Şuna bakın kaymak gibi am… Azgın karı… Don da giymemiş içine siktiğimin orospusu…” deyip yanıma geldi ve amımı avuçladı. Canım acımıştı. Çığlığım ağzımı kapatan parmakların arasında boğuldu.

”Hadi artık, becerelim şu karıyı da biraz erkek görsün.” dedi. Tişörtümün ip askılarını aşağıya indirip belime sıyırdı. Hemen hemen çırılçıplaktım önlerinde… Sadece belimdeki tişört vardı giysi olarak…

Beni yere yatırdılar. Biri kollarımdan tutuyor, diğerleri de pantolonların fermuarını indirmişler, aletlerini dışarıya çıkarmışlardı. Sikleri kazık gibiydi. Öyle kocaman değillerdi. Birinin 15 cm kadar ama kalındı. Diğerlerininki ise bir kaç santim daha uzundu. Siki 15 cm olan vakit geçirmeden üzerime yattı sikinin ucunu tükürüğü ile kayganlaştırıp amıma sürtmeye başladı.

Kazık gibi sikini bir hamlede dibine kadar soktu. Kalın siki içime girerken canımı acıttı. Adam bir piston gibi girip çıkıyordu. Her şey bir yana acayip bir haz almaya başlamıştım. Adam o kadar sıkı sikiyordu ki zevk almamak elde değildi. Ama çok kısa sürdü daha zevk içindeyken içime boşalmaya başladı. Hemen içimden çıktı.

Bu sefer diğeri üzerime çıkıp içime girdi. O da deli gibi pompalıyordu. Zevkten ölmek üzereydim. Çok güzel sikiyorlardı. Ama maalesef o da çok kısa sürede boşaldı. Hemen içimden çıktı.

Sıra beni tutan adama geldi. Karşıma geçip pantolonunu sıyırdı. Onun da siki kazık gibiydi. Ama bu seferki oldukça heybetliydi. Yaklaşık yirmi santim uzunluğunda ve oldukça kalın… Hemen bacaklarımın arasındaki yerini aldı. Diğerlerinin spermleri ile iyice açılmış olan amıma derin bir şekilde girdi.

İçimi doldurmuştu. O kadar hızlı girip çıkıyordu ki amım yanacaktı neredeyse. Ama adamın siki gerçekten harikaydı. Ve bu diğerleri gibi hemen biteceğe benzemiyordu. Amımda gidip gelirken kulaklarımda dilini dolaştıran herifin kulağına usulca,

“Söyle kollarımı bıraksınlar. Üstüne çıkmak istiyorum..” dedim. Adam şaşırdı, gidip gelmeyi bırakıp bacaklarımın arasında yüzüme baktı.

“O kadar sikildim. Bırakın bari bir kere de ben uçayım” dedim.

Adam içimden çıkıp yere uzandı. Diğerleri de kollarımı bırakıp kenara çekildiler. Siklerini sıvazlaya sıvazlaya iştahla bana bakıyorlardı. Kalktım yattığım yerden, koca sikini havaya dikmiş bekleyen adamın üzerine oturdum. Zıplamaya başladım herif bu arada göğüslerimi ısırıyordu.

Daha fazla dayanamadım. Müthiş bir şekilde orgazm olmaya başlarken adam da hırıltılar çıkara çıkara içimi doldurmaya başladı. Adam beni üzerinden atarak pantolonunu giydi ve bana bakmadan çekip gittiler.

Ben de içimdeki spermleri temizledikten sonra kocamın yanına döndüm. Kocam son etleri de mangaldan alıyordu.

“Ne oldu neden geciktin karıcım? Ben de seni merak ettim.” dedi.

“Yok bir şey aşkım. Biraz dolaştım ormanda… Çok güzelmiş burası…”

Oysa üç tane orman ayısı tarafından zorla sikilmiştim. Bunu ona söyleyemezdim. Salak herif ormanda bir kadın tek başına tuvaletini yapmaya yollanır mı? Böyle sikerler işte karını…

Ama olsun.. Başlangıçta zorla da olsa, üç ayı tarafından sikilmek, aynı anda üç tane değişik penisi içime almak hoşuma gitmişti.

Keşke hemen bırakmasalardı diye geçirdim içimden…

Ben Esra telefonda seni boşaltmamı ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*